Kim derdi ki gün gelecek, kadınlığımdan utanacağım, mahcubiyet duyacağım, üstelik de janjanlı bir ismi olan, her telden insanın geldiği bir kuaför mü berber mi anlamlandıramadığım bir dükkanda!
Her şey aile saadeti ile başlayan, tatil modunda alışveriş merkezi gezmece ile şekillenen bir günün bitmekte olan son çeyreğinde vuku buldu. Sevgili "elder sister" ım, topaç yeğenimin saçını kestirmek istediğini, bundan kelli hazır gelmişken, alışveriş merkezindeki "Tom&Jerry" de bu işlemi gerçekleştirebileceğini beyan etti. Ben dükkana girmeye dahi çekinirken, ki onlar girer girmez, kendimi bir yapı markete attım (anlayın profilimi:)) sisterım ve yeğenim farklı bir yaşantının pençesine düşmüşlerdi bile!
Döndüğümde, dükkanın önünden geçer gibi yapıp, "bir arkadaşa bakıp çıkacağım" gibisinden şöyle bir kafamı uzattım ki, o ne Allah'ım! Mahşer yeri gibi mübarek, bir de haremlik selamlık yapmışlar, ben de küçücük yeğenimi arayacağım diye ecel terleri döktüm mü! Hayır bir de insanlar girer girmez benim bir yıldır kesilmeyen, Rapunzel'i çatlatacak saçlarıma, alınmamış kaş ve bıyıklarıma bakar olunca, işte o anda tiksintiyle karışan utanç sardı tüm vücudumu...
Tam ben buraya ait değilim derken, yeğenimi gördüm ve onun kuş kadar saçıyla yarım saat kadar uğraşan saç tasarımcısı arkadaşı! Topacım kaynakçı gibi, gözlerini haşin saç tellerinden koruyan plastik bir gözlükle adeta dış dünyadan soyutlanmış gibiydi!!! Beni gördüğünde ise; teyzecim çek çıkar beni bu hayattan der gibi baktı, içim cızzzz etti...
Anlatacaklarımın özünde, yeğenim üzerinden erkek milletinin geldiği durumla ilgili birkaç eleştiri var aslında... Şöyle ki, bundan birkaç yıl önce, özellikle Milenyumun ilk birkaç afilli yılında tartışılagelen bir kavram vardı hatırlarsınız: Metroseksüellik! Hani en son Homo Saphiens aşamasında bıraktığımız türün giderek bakımlı, temiz, titiz hale geliyor oluşu var ya. İşte o 2012'de retroseksüellik kisvesine bürünmüş bence. Zira yeğenimin saç tasarımının bitmesini beklerken, koca koca adamların geçtiği işlemleri görünce, üstelik adamların bayağı bayağı KELli felli, pala bıyıklı, Muhteşem Yüzyıl setinden çıkma tipler olduğunu fark edince dedim bu retroseksüellik kesinnnn.
Yaptırdıkları işlemler kısaca şöyle idi: Parmak arası terliklerden çıkan 45 numara ayaklara pedikür, küçük Emrah stayla kaşın orta ve alt çeperlerinin temizlenmesi, yaba gibi ellere itina ile yapılan manikürrrr. Üstelik çıtı pıtı asistan kızlar adamlara isimleri ile hitap ediyordu ki bu onların sürekli müşteri olduğu anlamına gelir, aman sabahlar olmasın. İşte tam da bu noktada, erkekler sectionında evladını ve yeğenine bekleyen iki kadın müsveddesi olarak ben ve ablam, yenmiş tırnaklarımıza, yağlı saçlarımıza bakarak yerin dibine girdik. O an, retroseksüelliğin kazandığı, hakkımız olan süslenip püslenme alanının karşı cins tarafından işgal edildiğini anladığımız andı. Üstelik ablam da bu furyanın kurbanı olmuş, giderayak el kadar yeğenimi çarkın azgın dişlileri arasına soktuğunu belirtmişti. "Helali hoşşş olsun çocuğuma, süslü püslü misss gibi oldu, ayda bir getiririm artık" diyerekten...